King Crimson - Red Albümü 40. Yıldönümüne Özel Remaster İncelemesi

 King Crimson - Red 40. Yıldönümüne özel remaster'ı inceleme:


Buraya çok güzel bir öngiriş yazacaktım ama fark ettim ki o konularda iyi değilim o yüzden direkt remaster'ı yapan Steven Wilson abimiz nasıl bir iş çıkarmış onu inceleyeceğim. Tabii biraz da fırsat bulmuşken albümdeki şarkılar hakkında ne düşünüyorum onu da yazacağım.


1. Red: Red, albümün açılış enstrümantali. King Crimson enstrümantallerini sıralayacak olsaydım en sevdiğim 5'e girmezdi belki ama kesinlikle ilk 10'a girerdi. Başı ve sonu muazzam olsa da ortaları biraz sıkabiliyor ve biraz fazla uzatmışlar gibi gelebiliyor. 4-5 dakika falan olsaydı kesinlikle ilk 10'uma girerdi. 


Her neyse remaster'a gelirsek, MUHTEŞEM olmuş. Orijinal albümdeki sorunlardan biri o zamanın plak teknolojisi stereo sesi desteklemediği için albümdeki onlarca enstrümanın tek bir sese kapanmış olmasaydı. Bu da bazen müziği dinlemeyi zorlaştırıyor, kulak tırmalayıcı hale getiriyordu. Remaster'da bu sorunların hiçbiri yok. Tabii yapılan tek değişiklik bu değil, albümün orijinalinde gitar ve saksafonun aynı anda çaldığı yerlerde ikisinin sesi birbiriyle çakışıp sinir bozucu sesler ortaya çıkartıyordu. Remaster'da gerektiği yerlerde bu sesler dengelenmiş ve bas gitarın sesi açılmış (YEHUUUUUUUU). Şarkıya 8/10, remastera 10/10 veriyorum.


2. Fallen Angel: Fallen Angel benim en sevdiğim King Crimson şarkılarından biridir. John Wetton'ın vokalleri çok güzel, müzik muhteşem ve vermek istediği duyguyu tam şekilde verebiliyor. Yani anlayacağınız ben bu şarkıya bayılıyorum.


Peki remaster'ı nasıl olmuş? 1-2 küçük kusur dışında mükemmel. Fallen Angel'ın orijinalinde neredeyse dinlenmeyecek seviyeye gelen bazı kısımlar vardı AMA bunlar plak teknolojisinin yetersizliğinden değil, bilerek yapılan ve şarkıda anlatılan kardeş ölümünün duygusal yönden ağırlığını göstermek için yapılan şeylerdi. Neyse ki Steven Wilson yapılmak isteneni anlamış ve Red'te yaptığı gibi gitar sesini kısmamış.  1-2 küçük kısım orijinalinde daha iyiydi bence ama onun dışında kusursuz bir iş olmuş. Şarkı 10/10, Remaster 9.5/10


3. One More Red Nightmare: One More Red Nightmare, albümün daha "neşeli" sayılabilecek şarkılarından birisi. Sözleri veya müziği üzücü bir olayı değil de adamın otobüs yolculuğunda gördüğü bir kabusu anlatıyor. Albümde ilk ısındığım şarkı olduğundan benim için özel bir yeri vardır. Severim bu şarkıyı.


"Remaster'ı nasıl?" diye soracak olursanız, yine bayağı iyi. Orijinal halinde şarkının ortasındaki ve sonundaki saksafon soloları bazen dinlenemez hale geliyordu. Saksafon artık ayrı bir kanaldan ve azıcık kısık sesli geldiği için şarkı çok daha güzel olmuş. Şarkı 8.5/10, Remaster 10/10.


4. Providence: Providence, King Crimson'ın doğaçlama parçalarından biri. Açıkçası ben King Crimson'dan önce doğaçlama müziklerin tamamından nefret ediyordum ki hala önceden yazılmış müzikleri tercih ederim. Providence buna bir istisna çünkü oldukça iyi bir parça. Bir kere baştaki keman melodisi çok güzel. Şarkı başta gayet sakin başlıyor ancak "Larks' Tongues in Aspic Pt. I" gibi yavaş yavaş heyecanlanmaya başlıyor ve en son kaosa bürünüyor. Tek sıkınrım bu parça da bence 2-3 dakika kısa olabilirmiş ama doğaçlama zaten o yüzden sağlık olsun.


Remaster'ı parçaya çok bir şey eklememiş ama eklemesine de gerek yok zaten. Sesler daha net ve baştaki niye koyduklarını anlamadığım 1 dakikalık sessizlik de yok. Parça 8/10, remaster 9/10.


5. Starless: Eveeeeet, albümün son şarkısına geldik. Starless oldukça ünlü bir parça. Çoğu kişinin aklına progresif rock denince ya Starless gelir ya da Roundabout. Peki Starless neyi doğru yapıyor ki bu kadar popüler? Kısaca her şeyi. 


Şarkı üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm oldukça sakin, rahatlatıcı bir mellotron ve gitar melodisiyle başlıyor. Burada sözlerin neyden  bahsettiği hakkında birkaç teori var ancak benim teorim ana karakterin dünyadan iyice soğuması ve her şeyi sahte görmesi. O yüzden de kendi içine baktığında tek gördüğü şey "Yıldızsız ve İncil Karası". İlk bölüm 4.5 dakika boyunca devam ediyor ve John Wetton'ın son "STARLESS AND... BIBLE BLAAAAAAAAAAAAACK" deyişiyle ikinci bölüme geçiyoruz. 


İkinci bölüm biraz tartışmalı. Bölüme John Wetton'ın oldukça rahatlatıcı bir bas gitar melodisiyle giriyoruz, başka hiçbir enstrüman yok. Bir süre sonra bas gitara elektro gitar da katılıyor ancak oldukça rahatsız edici bir melodiyle. O melodiden kurtulmak istiyorsunuz ama ikinci bölüm boyunca sürekli arkada o melodi çalmaya devam ediyor. Biraz uzun sayılabilecek bir süre sonra bateriler de ekleniyor ve bu ritimle bir süre devam ediyorlar. 


Bu kısım hakkında benim kişisel teorim ana karakterin kafasının gittikçe daha fazla rahatsız edici ve hayatını engelleyen düşüncelerle dolması. Rahatsız edici düşünceler, aynı şarkıdaki enstrümanlar gibi çoğalıyor. Her neyse, 2. bölümün sonlarına doğru tekrardan sadece bas gitar ve elektro gitar kalıyor. Bu sefer ikisi de aşırı, nasıl desem, gelecek bir şeyin habercisi bir melodi çalıyorlar. Çok da sürmüyor, yaklaşık 30 saniye sonra şarkıya saksafonun girmesiyle 3. bölüme geçiyoruz.


3. Bölümün en iyi bölüm olduğu genelde herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bunun sebebi ilk 2 bölümün en iyi yanlarını alıp üzerine de ekstra bir şeyler koyarak büyük bir finalle şarkıyı kapatmasıdır. Başta giren saksafon oldukça jazz esintili bir solo çaldıktan sonra tüm enstrümanlar sakinleşir ve John Wetton'ın başta kendi sesiyle söylediği kısımlar saksafonla çalınmaya başlar ve böylece üçüncü bölüm ilk bölüme bağlanmış olur. Daha sonra elektro gitar geri döner ve ikinci bölümdeki rahatsız edici melodinin çok daha etkileyici bir halini çalar. Tüm bunların sonunda ise en başta çalınan sakin gitar melodisi, bu sefer arkada çok daha güçlü bir mellotronla beraber saksafon ile çalınır. Bu kısım da bittikten sonra şarkı sessizliğe bürünür ve biter.


Benim için en iyi progresif rock şarkısı olmasa da kesinlikle herkesin en az bir kez deneyim etmesini düşündüğüm bir şarkıdır Starless. Remaster'ından çok bahsetmeyeceğim, zaten yeterince uzun konuştum. Steven Wilson zaten epik olan bu şarkıyı daha da destansı hale getirmiş. Şarkı 10/10, Remaster 10/10.


Yorumlar